Skip to content Skip to sidebar Skip to footer

Nedir Bu Konfor Alanı?

Yeni kararlar, yeni başlangıçlar öncesi;

Azıcık aşım ağrısız başım diyenlerden misiniz?

Ya da aman şimdi kim uğraşacak yeni şeyler aramakla diyenlerden?

Ya da gelmişim bu yaşıma, hiç keyfimi bozamam bu saatten sonra…

O riske değer mi şeklinde düşünenlerden?

Zaman zaman aklım gitse de yeni bir değişiklik, başlangıç yapmak için hiç uğraşamam. Günlük hayatıma yakınmalarla devam ederim daha iyi diyen tarafta mısınız?

İşte bir türlü çıkamadığımız o alan, alışkınlıklarımız, yaşadığımız durumların her gün alıştığımız sonuçları, ne kadar durumdan mutsuz olsak da  gelecekte bilemediğimiz yeni bir alanın endişesi bizi hooppp hep bildiğimiz alana geri çağırır. İşte bu alan sevsek de sevmesek de dönüp dolaşıp geldiğimiz kürkçü dükkanımız konfor alanımızdır.

Haydi basit bir örnekle canlandıralım gözümüzde.

Plajda ailesinin kucağında bağırarak ağlayan ve kıyıya dönmek isteyen çocukları görmeyenimiz yoktur herhalde.

Yüzmeyi öğrenmeden önce bilmediği o alan, o kocaman deniz çok ürkütücü gelmiştir ve hemen kıyıya dönmek ister yani hep tanıdık bildik konfor alanına.

Ne yapar gelişim aşamasındaki çocuk? Önce plajda birazcık oynar. Belki uzakta denizde yüzenlere bakar, azıcık ilgisini çeker ama daha ileriye gitmek için ilk başta ihtiyaç duymaz. Çünkü konfor alanının bir ilerisi korku evresidir. Bilmediği alan yani denizde yüzüyor olmak fikri bir anda korkmasına sebep olmuştur.

Sonra yavaş yavaş denizden su taşımaya başlar ve ilk adımlarla küçük küçük ısınma turları başlar. Belki sadece kıyıdakilere bakarken daha ilerde insanlar neler yapıyor diye incelemeye başlar. Bir adım bir adım daha derken o ilk günkü bağırması keyif ve heyecana dönmüştür. Yani korku alanı geçilmiş ve öğrenme isteği gelmiştir. O tanıdık konfor alanına dönmeden, korku aşamasını geçerek daha ileri bir seviye olan öğrenme aşamasına geçmiştir. Burada kendi öğrenme zamanı ve kapasitesi sonunda gereken zamanı geçirir ve yüzmeyi öğrenir.

Ve sonra bir adım ileriye gözü takılır. Surf yapanlara bakar, su sporları yapanlar dikkatini çeker. Neden çünkü artık öğrenme evresi sonrası gelişim isteği başlamıştır. Yani hayalleri gerçekleştirme, hedefler koyma, amaç peşinde koşma gibi.. Belki de artık bu gelişim aşamasında kendi derecesine göre hedefi bambaşka yerlere revize olacaktır.

Aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar bekleyemeyiz. Yani hep plajda kalan bir çocuktan milli yüzücü olmasını beklememek gibi.

Ya da sürekli işinden yakınan birinin yeni arayış için korkması ve adım atmaması gibi.

Kısacası hayatımızın her aşamasında, her anında, her durumunda karşılaşabileceğimiz bir süreç bu.

Bazılarımız korku alanını cesurca geçiyor, öğrenme, gelişim ve büyüme adımları ile hedeflerine doğru ilerliyor.

Haydi özetleyelim;

Konfor alanı: Kontrol edebildiğimiz güvende hissetiğimiz yer,

Korku alanı: Bahaneler bulduğumuz, özgüvenimizi tarttığımız, başkaları ne der tarzı içsel negatif seslerimizin olduğu yer.

Öğrenme alanı: Zorlukları cesurca geçtiğimiz, yeni yetenekler kazandığımız yer.

Büyüme alanı: Hedefimize ulaştığımız, kendimizi bir üst seviyeye taşıdığımız yer.

 

Şimdi bir düşün bakalım. Sen neredesin?

Denemeden bilemezsin…

Haydi şimdi kalk; o yazılmadığın kursa neden yazılmıyorsun bir düşün.

Yeni bir dil öğrenmek istemiştin ya hani; acaba elindeki telefonu bir kenara mı koysan?

İşinden hiç hoşlanmadığını her fırsatta söylüyorsun, yeni bir cv hazırlamak ve iş ilanlarına bakmak nasıl gelir acaba?

Kilo vermek istiyorum diyorsun; her gün aynı yeme düzenine devam ediyorsun. Bir adım ilerde farklı neler var acaba?

Liste uzar. Azıcık zaman ayırıp korkunun bir ötesinin öğrenme ve gelişim olduğunu hatırlamak hepimize iyi gelecektir diye düşünüyorum.

Yolculuk başlasın.

 

Sevgiler,

Rutil Aydın

ACC ICF Coach

Leave a comment